🪐 Mai Ve Siyah Özet Uzun
Maive Siyah, Mai ve Siyah Özeti, Mai ve Siyah Özet, Halit Ziya Uşaklıgil Suv #türkçenin uzun kelimesi #Deyimler pdf #Kupon #Sık kullanılan kelimeler
MAİ VE SİYAH KİTABININ YAZILI SINAV TEST SORULARI VE CEVAP ANAHTARI mai ve siyah roman soruları,mai ve siyah eser soruları,mai ve siyah testi ve cevapları,mai ve siyah kitabını online çöz,mavi ve siyah değerlendirme testi MAİ VE SİYAH KİTAP BİLGİSİ Ağır ve anlaşılması güç bir dili olan “Mai ve Siyah” tatlı hayallerle acı gerçeklerin sergilendiği bir
Maive Siyah Yorumu Özet ve Konusu. Halit Ziya Uşaklıgil’in romanıdır. Yazıldığı dönemi göz önüne alınca, o zamanki edebi dil halkın konuştuğu temiz anlaşılır Anadolu Türkçesinden ayrı olduğundan genel olarak baktığımızda kitapta ağır bir dil var. Arapça Farsça tamlamalar, ve kullanılan dil Servet-i Fünun edebiyatını okuyucu damarlarında hissedecektir.
Özet. A.Cemil, çok doğru, iyi kalpli bir avukatın oğludur. Annesi ise erdemli bir kadındır. Öğrenimine resmi okullarda başlar. Öğrenimi sırasında babası vefat eder. Okulu bitirir bitirmez kız kardeşine ve annesine bakmak zorunda kalır. Fakat elinden fazla bir iş gelmemektedir.
Mai ve Siyah'ın Can Yayınları'ndan çıkan, içinde yazarın düzenlemelerini de içeren açıklamalı orjinal metin baskısını okudum. Bir çırpıda okudum diyemem, çünkü kullanılan kelimeleri iyice anlayabilmek ve anlatılan olaylarda verilmek istenen mesajları kavrayabilmek için yavaş okunması gerekiyordu.
Tamamına Hap Kitap uygulamasından ulaşabileceğiniz kitabın özet ve ses kayıtlarına dair bilgilendirme içeriğini istifadelerinize sunuyoruz. Servet-i Fünun Edebiyatı'nın önemli isimlerinden biri olan Halid Ziya Uşaklıgil'in bu eseri ilk olarak dönemin koşulları gereği 1896 yılında
Özet: “Mai ve Siyah Romanındaki Tasvirler ve Yüklendiği Fonksiyonlar” adlı tezimizin amacı, Türk Edebiyatında Batılı anlamda yazılmıs ilk roman olarak kabul edilen Mai ve Siyah romanının, realist akımın ilkelerine uygun olarak her türlü tasvire olanak sağlayan bir sekilde kaleme alındığını ve tasvirin Halit Ziya
40zhtD. Servet-i Fünun dönemindeki sosyal hayata ayna olan Mai ve Siyah romanının incelemesi. Aile bireylerinin dayanağı olan babalarının vefat etmesiyle geçim sorumlulukları Ahmed Cemil'in omuzlarına yıkılır. İş bulma sıkıntısını ve Ahmed Cemil’in verdiği yaşam mücadelesini anlatan muazzam bir Türk romanıdır Mai ve Siyah. Ahmed Cemil karakteri Servet-i Fünun dönemi şair ve yazarların çektiği geçim ve iş ortamı sıkıntılarını yaşayan bir karakterdir. Bu nedenle Servet-i Fünun dönemindeki sosyal hayata ayna olmaktadır. Hayatının iyilikten kötülüğe gidişini, insan umutlarının nasıl karardığını ustalıkla kaleme alan bir Halit Ziya Uşaklıgil romanıdır. Halid Ziya Uşaklıgil Kimdir? Halid Ziya Uşaklıgil, çoğunlukla Aşk-ı Memnu romanı ile bilinen, Servet-i Fünun edebiyatının en önemli nesir yazarlarındandır. Halid Ziya, 1865 senesinde İstanbul’da hayata başlamıştır. İstanbul’dan İzmir’e taşınmış ve burada eğitimini sürdürmüştür. Kendini, Fransızca ve İtalyancada geliştirmiştir. Türk Edebiyatı'da kendini geliştirirken Fransızca ve İtalyancadan çeviriler yapmıştır. Jean Racine’in Le Thebaide eseri, Halid Ziya’nın kitap olarak yayımlanan ilk çevirisidir. Nesir alanında oldukça ustalaşarak Türk halkına ve Türk Edebiyatı'na unutulmaz eserler kazandıran Halid Ziya, 1945 yılında Yeşilköy’de hayatını kaybetmiştir. Mai ve Siyah Romanı, Konusu ve Özeti Mir’at-ı Şuun’un imtiyaz sahibi olan Hüseyin Baha Efendi ziyafet verir. Ahmed Cemil yemek sofrasında dalgın bir şekilde sigarasını içer. Raci ve Said kendi aralarında eski şiiri savunurken Ahmed Cemil’in yeni şiiri savunan en yakın arkadaşı Hüseyin Nazmi hakkında atıp tutarlar. Ahmed Cemil suskunluğunu sona erdirerek Raci ile sakince tartışmaya başlar. Kindar ve kıskanç olan Raci bu tartışma sonrası kızarıp bozarır ve Ahmed Cemil’e daha fazla kin tutar. Ahmed Cemil’de Raci’ye karşı nefret duyar. Ahmed Cemil izin isteyerek masadan kalkar ve kalktığı anda ruhu rahatlar. İnsanlardan uzakta bir yere giderek manzarayı izlemeye başlar. Manzara ile birlikte çalınan Waldteufel’in ünlü valsi onu gevşeterek hayallere daldırır. “Bakınız, işte gözlerinin önünde gördüğü bu şeyler; başının üzerine açılan bu gökyüzünde, yazın şu sıcak gecesine özgü bir buğuyla örtülü sanılan bu mailikler içinde titriyormuş, dalgalanıyormuş gibi görünen bütün bu yıldız alayları, bunlar bir bârân-ı elmas değil mi?” Uşaklıgil, 2016 33. Mir’at-ı Şuun’a girmeden önce başından çok şeyler geçmiştir. Ahmed Cemil’in babası ailesine çok iyi bakan bir avukattır. Avukat olmasına rağmen edebiyata ilgi duymaktadır. Ahmed Cemil ile en iyi arkadaşı Hüseyin Nazmi, okulu bitirip ünlü bir edebiyatçı olmayı hayal ederler. Fakat Ahmed Cemil’in babasının vefatıyla okulu ikinci plana atarak ailesine bakmaya başlar. Hem sevdiği işi yapmak istemesi hem de ailesini geçindirmekte zorlanan Ahmed Cemil, bu sorumluklar altında ezilmeye başlar. Ama içinde hala umut ve hayali yaşamaya devam etmektedir. Kitapçılara çeviri yapar ve çok az bir para alır. Sıkıntıları bir süre devam ettikten sonra Mir’at-ı Şuun gazetesinde çalışmaya başlar. İş arkadaşı Ali Şekib sayesinde özel ders verir. Geçim sıkıntıları yavaş yavaş çözülmüştür ve Ahmed Cemil annesinin ve kız kardeşi İkbal’in mutlu olmasını gördüğünde çok mutlu olur. Ahmed Cemil, özel ders, gazetede ve okulu aynı anda sürdürdüğü için çok bitkin düşer. Eskiden kahkahanın eksik olmadığı sofraya bile oturacak hali kalmamıştır. Bir gün matbaaya bir kadın gelerek Raci’yi sorar ve günlerce eve gelmediğini söyler. Bunun üzerine Ahmed Cemil ve Şevki Efendi, Raci’yi bulmak için Beyoğlu’ndaki eğlence mekânına girer. Raci’yi orada perişan halde görürler. Mekânda çalışan sevgilisini başka erkeklerin masasında görmek Raci’yi kahreder. Ahmed Cemil ise evde bekleyen Raci’nin karısına üzülür. Bir gün Hüseyin Nazmi, Ahmed Cemil’e not göndererek onu köşküne çağırır. Ahmed Cemil ziyarete köşklerine gider ve Lamia’nın piyano çalışından etkilenir ve ona karşı duygular beslemeye başlar. Bu duyguları Lamia’ya açamaz çünkü aralarında maddi farklılıklar vardır. Kendisi bu duygulara düşmüş iken kız kardeşi İkbal’in evlenme çağı gelmiştir bunu kabullenmek istemeyen Ahmed Cemil İkbal’e soğuk davranmaya başlar. İkbal’e matbaanın müdürü Tevfik Bey’in oğlunu önerirler. Bu konu hakkında içinde huzursuzluk olur Ahmed Cemil’in ve bu evliliğin olmamasını içten içe ister. Fakat İkbal evlenmek istediğini belli eder bunun üzerine Ahmed Cemil, Vehbi Bey ile evlenmesine müsaade eder. Sofralarında başka bir insanın olmasını kaldıramayan Ahmed Cemil hep suskun durur. Kardeşinin mutsuz olduğunu fark edemez. Vehbi Bey evde içki içmeye başlar ve evin hizmetçisi olan Seher’e sarkıntılık eder. Vehbi Bey’in babası Tevfik Bey bir gece felç geçirir ve Vehbi Bey matbaa yönetimini devralır. Bu devalımdan sonra matbaada huzur kalmaz, Ali Şekib işten kovulur ve kendine kâğıt dükkânı açar. Vehbi Bey, Ahmed Cemil’i kandırarak matbaaya makine aldırmıştır ve borçları Ahmed Cemil’e kalmıştır. Tüm bu olumsuzlukların arasında Ahmed Cemil’e hayal kurduran tek bir olay vardır o da Lamia’ya olan aşkı. Bu aşk Ahmed Cemil’in bitirdiği şiir kitabının Hüseyin Nazmi’nin evinde bir yemekle okunurken Lamia’nın bu şiirleri gizlice dinlemesiyle büyür. Bu güzel olay ardından eve gidince tüm mutluluğu bozulur. Vehbi Bey’in eve çok az sıklıkla uğradığını, sürekli sarhoş olduğunu ve başka kadınlarla ilişkisi olduğunu öğrenir. Vehbi Bey çıkan bir yazı yüzünden başyazarlığı Ahmed Cemil’den alır bunun üzerine ikisi tartışır. Bir akşam İkbal ve Vehbi Bey çok büyük kavga ederler ve İkbal’e vurur. İkbal yere düşer ve Vehbi Bey evden koşarak kaçar. İkbal aldığı darbe yüzünden vefat eder. Ahmed Cemil, İkbal’in ölümü üzerine toparlamaz, eski neşesi kaybolur ve güzel yüzü solar. Hüseyin Nazmi, Ahmed Cemil’i aldığı terfi için köşküne vedalaşmaya çağırır. Köşke geldiğinde Lamia’yı görünce gözleri ışıldar ve son umut ışıkları canlanmaya başlar. Bu uzun sürmez, Lamia’ya talip çıktığını ve evleneceğini öğrenir. Bunun üzerine Ahmed Cemil’in umutlarını simgeleyen mai siyaha dönmüştür. Annesi ve Seher ile bu kötülük şehrinden uzaklaşır. “Birden, bu siyah gecenin karşısında aklına bir başka gecenin hatırası geldi. Ta hülya hayatının başlangıcında, umutlarının parlaklık zamanında Tepebaşı Bahçesi’nde Haliç’e bakarak seyrettiği mai geceyle o bârân-ı elması hatırladı. Gözlerinin önünde o mai geceyle bu siyah gece karşılaştı Mai ve siyah... Ah! Biçare, hırpalanmış, ezilmiş hayat! Mai bir geceyle siyah bir gece arasında geçen şu nasipsiz, bahtsız ömür! Bir bârân-ı elmas altında açılarak şimdi bir bârân-ı dürr-i siyahın altında gömülen o emel çiçekleri!” Uşaklıgil, 2016 314. Ahmed Cemil’in umutlarının ölmesiyle roman son bulur. Mai ve Siyah Ne Anlatıyor? Hangi Döneme Ait Halit Ziya Uşaklıgil, bu romanda Servet-i Fünun dönemi yazarlarının yaşadığı sıkıntıları anlatır. Osmanlı Devleti’nin sıkıntılarını ve kötü ilerleyişini göstermenin o dönemdeki yolu edebi eserlerdir. Halit Ziya bu yolu kullanarak bu kötü gidişatı Mai ve Siyah’da göstermiştir. Romandaki Raci eskiyi savunan şairleri temsil ederken yeniyi savunan Ahmed Cemil’dir. Bu iki karakterle dönemin eski-yeni tartışması yapılır. Mai ve Siyah’ın bize asıl anlatmak istediği hayaller, umutlar ve bunların nasıl söndüğüdür. Mai umudu anlatırken siyah bu umutların söndüğünü, yitirildiğini anlatır. Yitirilen Umutlar ve Hayaller Ahmed Cemil dönemin Servet-i Fünun yazarlarını yansıtsa da dönemin çok ötesinde bir karakterdir. Edebiyatımızda yitirilen hayaller denilince Ahmed Cemil aklımıza gelen ilk kişidir. Babasının vefatından önce gerçekleştirmek istediği hayalleri olan bir gençtir. Ama babasının vefatından sonra kırılma noktası olur. Yaşından çok büyük sorumluluk alır. Bu sorumluluk altında ezilir. Kim olsa ezilmez ki? Çağın çok ötesinde olan bu kitabın okuyucuları da Ahmed Cemil ile sıkıntıya girer ve onunla birlikte üzülür. Hayatın maviliği giderek koyulaşır. Bu mavilik kardeşinin vefatıyla siyaha döner. Artık hiç umudu kalmayan Ahmed Cemil bize ruhunu açar. Ahmed Cemil ne kadar uğraşsa da çevresindeki yaşayan kötü şahıslar ondan bu umutları tek tek söküp alırlar. Halit Ziya, bu karakter ile edebiyatta tarihe geçmiştir. Bu romanı okuyan herkes Ahmed Cemil’de kendinden parçalar bulacaktır. Tamer Erdoğan’ın “Sönen hayaller ya da Ahmed Cemil” ifadesi Ahmed Cemil karakterini en iyi yansıtan ifadelerden biridir. Mai ve Siyah Neden Okunmalı? Romanın başlangıcından itibaren betimlemeler ve benzersiz olan tamlamalar sizi ele geçirecek. Romanı elinizden düşürmek istemeyeceksiniz. Ahmed Cemil ile birlikte yaşam mücadelesi verecek, hayaller kurup umutlanacak, âşık olacaksınız. Onun ruhunun derinliklerine inerek hayal kırıklığını yaşayacaksınız. Mavi ve umutlu bir hayatın nasıl solduğuna şahit olacaksınız. Bu romanı okurken kendi duygularınıza hâkim olamayacaksınız. Ahmed Cemil ne yaşıyorsa kendi kalbinizde bu duyguları iyisiyle kötüsüyle hissedeceksiniz. En önemlisi Ahmed Cemil’de kendinizi bulacak belki de kendiniz için ağlayacaksınız. Romanı bitirip kapağını kapattığınızda onu unutamayacaksınız. Ahmed Cemil’i hep kalbinizde taşıyacağınızı umuyoruz. Keyifli okumalar.
KİTABIN ADI MAİ VE SİYAHYAZARI HALİT ZİYA UŞAKLIGİLYAYIN EVİ İNKILAP AKABASIM YILI 1982 KONUSUBabasının ölümünden sonra,ailenin geçimini sağlamak zorunda kalan,hayatın yükü karşısında ezilen,kurtuluş yolları arayan,çoğu zaman yalnız olan bir insanı konu ÖZETİAhmet Cemil Mülkiye’de bitirdikten sonra kız kardeşinin ve annesinin geçimini sağlamak zorunda babası için elinden fazla birşey ara okulu bırakmayı sonra bu kararından özel bir ilgisi ilgisinden ve geçim sıkıntısından dolayı kitap çevirileri aile çocuklarına özel ders Şuun gazetesine roman çeviricisi olarak işe az çok düzene arada okulunu da mavi sularına bakarak,çeşitli hayeller kurar Büyük bir edebiyatçı olmak arkadaşı Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’ya ilk gördüğünde aşık olur ve onunla evlenmek kardeşi İkbal’in mutlu bir evlilik yapmasını olmak,annesini ve ailesini rahat bir ortamda yaşatmak ister. Çalıştığı gazetenin sahibinin oğlu Vehbi Efendi,Ahmet Cemil’in kız kardeşi İkbal’le mutlu görmek hevesiyle güzel bir düğün Efendi çok kaba,durmadan içen küstah bir alçak bir kimsedir ki karısı İkbal’in hamile olduğu sıralarda başka kadınlarla gönül düşünmeden öyle bir tekme atar ki çocuğunun düşmesine neden olurAhmet Cemil bu adiliklere daha fazla dayanamaz ve kız kardeşini kendi evine itinayla bakmasına rağmen ,İkbal bir süre sonra durum Ahmet Cemil’in ilk hayalinin yıkılışı olmuştur. Vehbi Efendi ile arası açılır ve işten arkadaşı Hüseyin Nazmi dış işlerinde bir görev alarak Avrupaya gideceğini Cemil bir gün onu ziyarete aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi,sevineceğini sanarak Ahmet Cemil’e Lamia’yı evlendirecekleri haberini ikinci hayali de suya bu olaylar Ahmet Cemil’I derinden ömrünü koyduğu şiirleri bir an bile duraksamadan ocağa atıp edebiyatçı olma hayali de böylece sona erer. Nihayet,dertli anasını da yanına alarak Anadolu da bir yere kaymakamlık yapmak üzere uzaklaşırken bir zamanlar mavi renkte gördüğü boğaz,ona artık simsiyah hiç bir hayalini ANA FİKRİHayatta her zaman her şey hayaller gerçekleşmedi diye hayata küsmenin ve bazı şeylere kin ve nefret duymanın anlamsız OLAYLAR VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİAhmet Cemil,sağlam,mantıklı, ve güçlü bir kişilik olduğu hayellerin birer birer yıkılması bu Efendi ise kaba,durmadan içen küstah Efendi ise servet ve onur sahibi bir babanın oğlu,geçim kaygısı olmayan akıcı ve birbirine HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLEREser ilk kez Servet-I Fünün Dergisinde tefrika edilerek basıldığında dili ağır ve anlaşılması 1940’tan sonraki basımlarda dili,yazar tarafından şekliyle kitap çok akıcı ve YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİİstanbul’da başladığı öğrenimini İzmir’de Mechitaristes adlı bir Fransız lisesinde memurluklarda hayatına 1884’te sürede ün bir kültüre ve bilgiye küçük yaşlardayken Fransız yazarlarını okumuş,roman sanatının bütün inceliklerini Fünün edebiyatının nesir alanında en güçlü kalemi edebiyatının en büyük romancısı olarak kabul daha çok halk tabakasına inmiş,halkın yaşayışını konu olarak ruh çözümlemesine ve gözleme çok önem verir.
MAİ VE SİYAH ROMANININ GENÇ OKUR GÖZÜNDEN ALTERNATİF BİR DEĞERLENDİRMESİHalit Ziya Uşaklıgil’in 1897 yılında yazdığı “Mai ve Siyah” romanının adı simgeseldir. Maimavi, romanın başkahramanı Ahmet Cemil’in hayallerini, umutlarını ve düşlerini; siyah, bu umutların kırılışını, hiçbir hayalinin gerçekleşmemesini çarpıcı bir şekilde anlatır. Roman, Mai ve Siyah arasında ikilem içinde kalan hayallerini gerçekleştirmek için mücadele eden ve bu mücadeleden yenik çıkan Ahmet Cemil’in hayatını anlatır. Romanda gerek baş kahraman Ahmet Cemil’in canlandırılışında, gerekse tasvirlerin şiirsel yapısında romantizm görülür. Ayrıca Servet-i Fünun topluluğunun sanat anlayışının da etkisi vardır. Batılı anlamda Türk edebiyatında romanın başlangıcı sayılan Mai ve Siyah, döneminin basın, edebiyat ve şiir hayatına ilişkin gözlemleriyle önemli bir yere romandaki olaylar İstanbul’daki mekanlarda geçer. Romanın zamanı ise Servet-i Fünuncuların yaşadıkları dönemdir. “Mai ve Siyah” baş kahramanı olan Ahmet Cemil’in şahsında Servet-i Fünun neslini anlatan bir romandır. Halit ziya bu romanında Servet-i Fünun yazar ve şairlerini her yönüyle temsil edebilecek Ahmet Cemil tipini yaratmış, onun hayatını, dünya görüşünü, kişiliğini, kültürünü anlatırken aslında Servet-i Fünuncuları anlatmak istemiştir. Mai ve Siyah kitabının dili oldukça ağırdır. Eserin günümüz Türkçesine çevrilmiş baskılarında bile yer yer günümüzde sıkça kullanılmayan Arapça ve Farsça sözcüklere rastlamak mümkündür. Bu yüzden romanının dilinin hala ağır olduğunu düşünüyorum. Mai ve Siyah romanında anlatılan Ahmet Cemil’in birçok zorluklardan geçmesi ve yaşadığı olayların günlük hayattan alınmış olması eserin realist ve naturalist bir roman olduğunu cümleler çok uzun değil. Yazar okuyucuyu sıkmadan dönemin yaşam tarzını en sade şekilde anlatmış. Türk edebiyatına merak salmış ve Türk edebiyatını tanımak isteyen her bireyin mutlaka okuması gereken eserlerden olarak şunu söylemek istiyorum ki Mai ve Siyah romanındaki Ahmet Cemil, Halit Ziya’nın kendisidir. Halit Ziya, kendi hayatını Ahmet Cemil karakteri üzerinden ele alıp yazıya geçirmiş. Tüm bu yönlerden değerlendirildiğinde Mai ve Siyah romanı yayımlandığı günden bu yana Halit ziyanın yazdığı en önemli eserler listesinin başında Mübeccel Akciğer
Oluşturulma Tarihi Ekim 07, 2020 0147Türk edebiyatının öncü olan eserleri vardır. Bu eserlerden birisi de Mai ve Siyah kitabıdır. Mai ve Siyah ünlü Türk yazar tarafından yazılmış en iyi eserlerden birisidir. Kitapseverlerin en çok beğendiği kitaplardan birisi de Mai ve Siyah kitabıdır. Mai ve Siyah kitabı gerek özeti ile gerekse de konusu ana fikri ile ön plana çıkmıştır. Mai ve Siyah kitabını ilk kez duyan okuyucular ise kitap hakkında araştırma yapmaktadırlar. Geçtiğimiz aylarda da Mai ve Siyah kitabı en çok satılan kitaplar arasına girmiştir. Peki, Mai ve Siyah kitabını kim yazmıştır? Mai ve Siyah kitabının özeti nedir? Mai ve Siyah kitabının konusu nedir? Mai ve Siyah kitabının karakterleri nelerdir? İşte Mai ve Siyah kitabına dair her ve Siyah kitabı 1897 yılında Osmanlı döneminde yayınlanmış bir kitaptır. Mai ve Siyah kitabı toplam 328 sayfalık bir kitaptır. Yazarın yazmış olduğu en önemli eserler arasında Mai ve Siyah kitabı yer almaktadır. Bu kitap servet-i fünun döneminin bir ebedi manifestosu olarak da değerlendirilmektedir. Mai ve Siyah Kitabı Konusu ve Anafikri Mai ve Siyah kitabının konusu genç bir şairin siyah felaketlere düşüşünü anlatır. Bu kitabın ana fikri ise insan hayatlarına çıkan her türlü zorluğa karşı ne pahasına oluırsa olsun mücaadele etmelidir. Boş hayallere ise kapılmamalıdır. Mai ve Siyah Kitabını Kim Yazmıştır? Mai ve Siyah kitabının yazarı Halit Ziya Uşaklıgil'dir. Mai ve Siyah Özet Ahmet okul hayatında son sınıfa geçtiğinde babası vefat eder. Bir kız kardeşi ve bir de annesi olan Ahmet'in omuzlarına büyük yük binmiştir. Artık evin tüm maddi sıkıntılarını Ahmet çekecektir. Bu yüzden kurmuş olduğu planların hepsi yarıda kalır. Türk edebiyatına yön vermek isteyen Ahmet'in bu hayalleri yarıda kalmıştır. Ahmet eğitim hayatı boyunca Fransızca'yı öğrenir. Bundan dolayı bunu kullanarak kitap tercümanlığı yapar. Bu şekilde geçimini sağlamak ister. Zengin ailelerin çocuklarına da tek tek ders verir. Bu şekilde de geçimine katkı sağlar. Edebiyata olan ilgisinden dolayı arkadaşları ona Mir-at-ı Şunn gazetesine girmeyi önermektedirler. Hem gazetede işe girer hem de okul hayatına devam eder. Bu şekilde hemde okulunu bitirmektedir. Gazetede yapmış olduğu çalışmalar ile birlikte iyice ün kazanmıştır. Ahmet'in hayatta iki tane arzusu vardır. Kız kardeşi olan İkbal'i iyi bir adamla evlenmesini ister. İkinci arzusu da arkadaşının kız kardeşi olan Lamia ile evlenmek ister. Lamia'a platonik şekilde aşık olan Ahmet bu aşkını kimseye söyleyemez. Ahmet yıllardır bir eser üzerinde çalışmaktadır. Esas amacı ise bu eserini en iyi şekilde bitirerek para kazanmaktır. Ahmet'in çalıştığı gazetenin patronu ani bir hastalıktan dolayı vefat eder. Yerine ise patronun oğlu Vehbi geçer. Vehbi, Ahmet'in kardeşi kişi olan İkbal ile evlenir. İkbal'in hayatı Vehbi ile evlendikten sonra adeta kararır. Çünkü Vehbi tam bir içkici ve kumarbazdır. Eşine hiç ilgi alaka göstermez. İkbal evliliğinin ikinci ayı Vehbi'den hamile kalır. Fakat Vehbi ona o kadar kötü davranır ki bir gün İkbal'i döver. Bundan dolayı da İkbal'in karnındaki çocuk düşer. Daha fazla dayanamayan İkbal hastalanarak yataklara düşer. Daha sonra ise hastaneye kaldırılır. Fakat hastanede tedavilere yanıt veremez. Bundan dolayı vefat eder. Ahmet ise bu saatten sonra Vehbi'ye düşman kesilir. Vehbi Ahmet'in gazetedeki işine son verir. Hayat artık Ahmet için daha zordur. Mai ve Siyah Karakterleri - Ahmet - Raci - Hüseyin - Vehbi - İkbal - Lamia
Eserin Adı Mai ve SiyahYazarı Halit Ziya UŞAKLIGİLYayınevi İstanbul, İnkılap ve Aka Yayınevi Baskı Tarihi 19771- Kitabın KonusuRoman türünün edebiyatımızdaki en güzel örneklerinden olan Mai ve Siyah’ta yazar yaşanılan bir dönemin sosyo kültürel durumunu gözler önüne sermiştir. Yazar romanda okuyucuya dönemin yaşantısını bakış açısından vermeye çalışmıştır. Bu bakış açısında kendi içinde bir objektiflik ve realistlik göze çarpar. Mai ve Siyah dönemin bütün toplumsal sorunlarını gündeme getiren bir roman olmuştur. Yazar dönemindeki bir takım sorunları kahramanları vasıtasıyla okuyuculara açıklamıştır. Yazar bu romanda neslinin şair idealini ele alır, o zamanki sanat ve basın dünyasını yer yer çok gerçekçi çizgilerle tasvir eder. Bu tasvirlerde insanların duyguları çok güzel işlenmiştir. Eser aşırı duygusal ve romantik bir Eserin Ana Fikri Eserin tema için karamsarlık, ayrılık, aşk, pişmanlık diye tek bir şey söylemek mümkün değildir. Bunun içindir ki bunların hepsini içine alan kader belki de bu eserin teması olabilir. Mai ve Siyah bize İstanbul’daki sanat ve edebiyat çevrelerini yansıtan başarılı romanlardan biridir. Romanın kahramanları olan A. Cemil’in basın ve yayın hayatının merkezi olan çevrelerle ilişkisi bize dönemindeki edebiyat ve kültür hareketlerini ve Siyah bu bakımdan Servet-i Funun edebiyat akımının romanı sayılır. 3- Kitaptaki Olayların ve Şhısların Değerlendirilmesi Ahmet Cemil Romanın baş onun etrafında koparan, aklına koyduğunu yapan,yeni edebiyat anlayışını temsil eden bir kişiliktir. RaciAhmet Cemil’in karşısında olan yani eski edebiyat anlayışını temsil eden,onunla zıt fikirlere sahip,onu çekemeyen ve onun yolunu kesmeye çalışan birisidir. İkbal Ahmet Cemil’in hayatını adadığı sevgili kızkardeşi, iyi kalpli, masum, güzel hayattan çok acı çekmiş, bahtı kara birisidir. Vehbi Bey İkbal’in kocasıdır. Kaba, bencil, boyuna içen, küstah, karısına kötü davranan, onun ölümüne sebep olan alçak bir heriftir. Lamia Ahmet Cemil’in çocukluktan kalma en büyük aşkıdır. Ahmet Cemil’in evlenmek istediği, sevdiği, hayatındaki ideal kadın. Hüseyin Nazmi Lamia’nın abisi ve Ahmet Cemil’in yakın arkadaşı. Ahmet Cemil ile edebiyat tartışmalarına giren, onu kabullenen ve destekleyen Hayatı Halit Ziya UŞAKLIGİL Türk yazarı. İstanbul’da doğdu. Mercan Mahalle Mektebi’nden sonra Fatih Askeri rüştüyesine devam etti. Ailece İzmir’e taşındıklarında öğrenimine İzmir rüştiyesine devam etti. Mekhitarist okulunda Fransızca eğitimi arkadaşı ile 1884’te Nevruz dergisi, iki yıl sonra Hikmet gazetesini çıkardı. 1893’te İstanbul’a gelerek Reji idaresinde başkatiplik görevine başladı. 1896’da Edebiyatı Cedide topluluğuna sonra Darülfünunda Batı Edebiyatı dersleri Darülfünunda müderris tarafından 1913’te Fransa’ya , 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetten sonra Yeşilköy’deki köşküne çekilerek gazetelerde yazmaya devam etti. Halit Ziya yazı hayatına, her konuda yazı ve tercümelerle girdi. Yazdığı şiirler Muallim Naci tarafından ağır bir dille yerilince mensur şiire sonra yazmaya başladığı ilk romanları, Tanzimat romanının devamıdır. Bunlarda basit şemalarda duygusal aşk hikayeleri anlatılır. 1896’da Servet-i Fünun topluluğuna katıldıktan sonra Fransız romanlarını, özellikle teknik yapılarını ve anlatım ilkelerini incelemeye başladı. O yıllarda sürekli okuduğu yazarlar Balzac ve Paul Bourget’tir. Halit Ziya romanlarında, yaşadığı dönemin toplumsal şartları ve yetiştiği çevrenin özelliklerini dolayısıyla, genellikle varlıklı kişilerin hayatını ve meselelerini konu edindi. Kendi hayatına benzeyen hayatları tasvir etti; romanlarındaki kişiler, olayların oluşumu, Halit Ziya’nın iyi bildiği çevrelerden seçilmiştir. Roman kişileri tenkitçi bir tavırla ortaya koyan Halit Ziya, hikaye kişilerine daha çok şefkatle, acıyarak bakar; bunlar iyi yürekli, fedakar ve namuslu hikayelerde yazar, romanlarında olduğu gibi, küçük gözlemlerini değerlendirir. Halit Ziya, ilk romanlarından beri aradığı anlatıma, Edebiyatı Cedide döneminde Roman Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar. Uzun Hikayeler Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Bir İzdivacın Tarihi Muaşakası. Oyun Kabus1918, Ankara Devlet Tiyatrosunda oynandı. Hatıraları Kırk Yıl, Saray ve Ötesi,Bir Acı Hikaye...Servet-i Fünun devrinde, Tanzimat ile başlayan yeni nesir gelişerek olgunlaşmış ve bu devirde bugün klasik olarak değerlendirebileceğimiz güzel örnekler meydana getirilmiştir. Servet-i Fünun romancıları, Namık Kemal’in açtığı “sanatkarane roman” tarzını geliştirerek modern Batı seviyesine yükseltir. Servet-i Fünuncular yazdıkları hikaye ve romanlarda tasvir ve tahlil için önemli bir yer ayırmışlardır. Ayrıca bu hikaye ve romanlarda ilk defa kadın erkekle bir seviyede görülmüştür. Mai ve Siyah’ta belirtilen özellikler ustaca ve hikaye tekniğindeki aksaklıklar bu dönemde ortadan kalkmış, yazarlar anlattıkları olayda aradan Fünun edebiyatının roman ve hikayede en güçlü ismi Halit Ziya’dır. Türk nesrinin gelişmesinde önemli etkide bulunmuştur. Halit Ziya’ya göre güçlü bir Türk nesir üslubunun oluşması için eski nesir yanlışlıklarından uzaklaşılarak, Fransız nesir üslubunun teknik özellikleri benimsenmelidir. Bu yüzden romanlarında sıfat tamlamaları ve benzetmelerde süslü cümleler yer Ziya’nın romanlarındaki türler genelde yerleşmiş ve çevresinden sağlanmıştır. Sağlam bir tekniğe sahiptir. Bu romanlarında göze çarpmaktadır. Romanlarında yaşadığı dönemin etkisi görülür. Özellikle Fransız realist ve naturalistlerin tesirinde kalmıştır. Bunda aldığı eğitimin payı büyüktür. Batılaşma üzerinde durur. Genellikle realist ve psikolojik eserler vermiştir. Roman konuları genellikle aydın çevreler, hikaye konularını ise halk tabakasından seçmiştir. Kahramanlarını yaşadığı çevreden seçmiştir. Yazar genellikle belli bir kesimi ele alır ve o cemiyetin hastalıklı tiplerini işler. Bunlar “ev içi” Kitabın Özeti çok doğru, iyi kalpli bir avukatın oğludur. Annesi ise erdemli bir kadındır. Öğrenimine resmi okullarda başlar. Öğrenimi sırasında babası vefat eder. Okulu bitirir bitirmez kız kardeşine ve annesine bakmak zorunda kalır. Fakat elinden fazla bir iş gelmemektedir. Yabancı dil bildiği için sadece evlerde ders vermektedir. Bir de şiir yazmaktan başka bir becerisi yoktur. Ders verdiği öğrencilerin yaptığı şımarıklıklar onu bezdirmiş ve bu işi bırakmasına sebep olmuştur. Daha sonra gecesini gündüzüne katarak Fransızca kitap tercümesi yapmış fakat emeğinin karşılığını alamamıştır. Gittikçe umutsuzluğa kapılmıştır. Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’yla evlenecek midir? Edebiyatımıza yeni bir yön verebilecek midir? En sonunda Mirat-i Suun adlı gazetede iş bulur ve gazetede tercümeler yapmaya başlar. Hayatı az çok düzene girmeye başlar. Hatta gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, kız kardeşi İkbal ile evlenir. O zaman Süleymaniye’de eski bir evde oturan kız kardeşini bahtiyar görmek hevesiyle, güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler daha önceden birbirlerini tanımadıkları için, bağdaşamazlar. Vehbi Efendi gayet kaba, boyuna içen, küstah bir kimsedir. Bir gece Vehbi Efendi hamile olan İkbal’i öyle hırpalar, öyle bir tekme atar ki, zavallı kadın çocuğunu düşürür. çıldırmış gibidir, onu Ali Şekip zor zaptetmektedir. Kız kardeşini ölümden kurtarması lazımdır. Aldığı bütün tedbirlere karşı İkbal’ı ölümün pençesinden kurtaramaz. Hüseyin Nazmi uzakça bir vazifeyle dışişlerine tayin bir gün onu ziyarete aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi ,sevineceğini zannederek başka bir haber daha verir,Lamia’yı kızı ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye an sevgisini itiraf etmeyi düşünür fakat bir yuva kuramayacağını anlayınca vazgeçer. Bütün umutları,gelecekle ilgili planları bir bir ne ömrünü koyduğu şiirleri mi?Bir an bile durmadan onları da ocağa atıp gözlerinde yaşlarla eserin zaten bir anlamı kalmamıştır. Madem ki Hüseyin Nazmi gidiyor,o da da bir vazife alıp gidecektir . Kararını yerine anasını alarak bir vapura biner . Gece karanlığında, son defa İstanbul’u bütün ışıklar ona elmas gibi görünüyordu fakat şimdi her yer Hakkında Şahsi Görüşler Kitabın edebi türü Türk nesir üslubunun gelişmesine yardımcı başlayan edebiyat akımına bir renk katmıştır. İçerik bakımından konu ince ayrıntılarla işlenmiştir. Akıcı şiirsel bir dille yazıldığı için okuyucuyu sıkmayıp konuya daha çabuk adapte olmasını sağlamaktadır.
mai ve siyah özet uzun